Watson 2. sezonda pek etkileyici değildi ve 4. bölümde şimdiye kadar daha da kafa karıştırıcı; birdenbire ortaya çıkan yan hikayeler ve karakterlerini daha az ilgi çekici kılan korkakça bir hikaye anlatımı var.
Tuhaf bir şekilde, Watson’ın 2. sezonunda olmamıza rağmen yaratımına dahil olan hiç kimsenin ana karakterlerinin kim olduğunu çözememiş olması neredeyse etkileyici. 4. bölümde et yiyen mantar salgını var, ancak garip, karakter odaklı yan hikayeler her yerde ortaya çıktığı için buna pek dikkat etmek zor. Ingrid nedense saçını boyamaya devam ediyor! Adam evlenmekten endişe ediyor! Watson Mary’yi özlüyor! Sanki kimse odak noktasının nerede olması gerektiğini veya kimin hakkında neyin ilginç olduğunu bilmiyormuş gibi. En azından Shinwell meselesini umursamıyorum. “Happy When It Rains”de, hayatının ilerleyen dönemlerinde hemşireliğe geçişinin daha karanlık sonuçlarıyla boğuşurken alışılmadık derecede büyük bir ilgi odağı haline geliyor. Bu değişimi hiç tam olarak düşünmemişti: Her hastayı “kurtaramadığında” neler olacağı. Mantarı ilk tespit eden Shinwell olsa da, 16 yaşındaki basketbol dehası hastası bir bacağını kaybediyor ve görünüşe göre hiç uyumayan Shinwell, çocuğa bu hastalığın üstesinden gelmesi için koçluk yapma görevini üstleniyor.
Bundan rahatsız değilim çünkü tutarlı. Shinwell’in ihanet öyküsü 1. sezonda yaşandı ve o zamandan beri her şey kişisel bir yeniden yapılanmayla ilgili, bu yüzden hemşirelik dönüşümü sorunsuzdu. Ve elbette, buna uyum sağlarken bazı ilk zorluklar yaşayacak ve etrafındaki herkes de, özellikle de Hemşire Carlin DaCosta gibi, bu zorluklarla karşılaşacak. düşünüyor Potansiyel bir aşk ilgisi olarak konumlandırılıyor ve tüm eski espriler tekrarlanıyor. Sonuç olarak, “Happy When It Rains”in, belki de mantar olayının kendisi dışında, gerçekten işe yarayan tek yönü bu.
İşe yaramayan şeyin Watson’ın kendisiyle hiçbir ilgisi yok ki bu tuhaf çünkü genellikle sadece karizmasının gücüyle öne çıkıyor. Ancak dizinin aşk hayatına yaklaşımı inanılmaz derecede tuhaf. Daha önce de belirttiğim gibi, Maria ile arasında bir uzlaşmaya doğru ilerlediğimiz açık. Ancak bu, Laila’yı romantik tablodan çıkarmak anlamına geliyor. Dizinin bunu ele alış biçimi o kadar dramatik ve korkakça ki inanılmaz. Watson’ın ilişkide kötü adam olmasını önlemek için onu tamamen ortadan kaldırdılar. Burada, bir kasırgadan sonra Watson’ı arıyor ve Watson aramayı süzerek soğukkanlılıkla, Watson’ın istediği her şeyin bekleyebileceğini, çünkü ilgilenilmesi gereken daha önemli meseleler olduğunu söylüyor. Watson’ın miyopluğu onu duygusuz gösteriyor ki bu, bir doktor için pek de iyi bir özellik değil. Ayrıca fırtınalara karşı tuhaf bir hayranlığı var. Sonunda, yağmur yağarken çatıda oturup müzik dinleme alışkanlığının Mary ile eski bir buluşmasını hatırlattığı ortaya çıkıyor; ayrıca, Mary’nin fırtınalarda onu anmak için çatıya çekildiği de ortaya çıkıyor. İkisi de sürekli işte olduğu için bunu henüz fark etmemiş olmaları tuhaf görünüyor. Watson 2. Sezon 4. Bölüm’ün sonunda olan an, orada çalıştıklarından beri her fırtına çıktığında yaşanmalıydı. Neyse.Watson anılarını tazelediği için, hastanede aynı fırtına nedeniyle bacakları kesilen hastalar varken, aşırı hava olaylarına inanılmaz derecede alakasız görünen romantik bir hava katmaya çalışıyor. Bir tıp dramasının baş kahramanı için gerçekten tuhaf bir karakterizasyon. Mevcut partneri onun ölüp ölmediğini merak ederken, eski karısını hayal etmekten, olası tıbbi felaketler konusunda endişelenmekten daha çok heyecan duyuyor. Hatta gizemi, hastalardan birinin ve papaz kocasının ilişki yaşadığı bir adamın ön bahçesindeki kirli kobaylara kadar takip ederek çözmesi bile, sanki onun gösteriş yapması için bir fırsat daha sunuyormuş gibi, basmakalıp geliyor.
Ve gerçekten de dini bir grubu düzgün bir şekilde incelemeyecek miyiz? Sanırım hayır. “Happy When It Rains”in bir başka yerinde Adam, 1. Sezon hikâyesinden beri neredeyse hiç bahsedilmeyen Lauren ile olan evliliğiyle mücadele ediyor. Bunun öncesinde hiçbir hazırlık yok ve bu sezonun önceki üç bölümünde de yoktu. Sanki başından beri buna dikkat etmemiz gerekiyormuş gibi, birdenbire ortaya çıkıyor. Daha sonra Lauren hamile olduğunu açıklıyor ve Adam da aslında çocuk istemediği için paniklemeye başlıyor; daha önce böyle bir duyguyu dile getirdiğini hatırlamıyorum. Ama bölümün sonunda ultrasonda ve her şeyden oldukça memnun görünüyor. Peki, amacı neydi? Ingrid’in saçı da aşağı yukarı aynı. Sasha, saçını sürekli boyadığını fark eder ve bunun kendisine bir şekilde işkence etmek için olduğunu düşünür. Ancak Ingrid daha sonra bunun, bir gün aynada kendini tanıma umuduyla başka bir kimliğe bürünme çabasının bir yolu olduğunu itiraf eder. Şimdiye kadarki karakter gelişimi göz önüne alındığında tamamen gerçek dışı bir fikir değil, ancak o kadar gelişigüzel eklenmiş ve o kadar aceleyle ele alınmış ki hiçbir gerçek ağırlığı yok.Watson: Bence izleyicisinden çok fazla şey bekliyor, sırf bize öyle söylediği için doğru düzgün geliştirilmemiş veya kurgulanmamış anlara inanmamızı istiyor. Benim için değil, çok teşekkür ederim. 2. sezonun şu ana kadarki gidişatına bakılırsa, yakın zamanda daha iyiye gideceğini sanmıyorum.
